Babacan, istikrar vurgusu yaptı Afyonkarahisar Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (AFSİAD) Oruçoğlu Termal Otel'de düzenlediği ‘2023 Hedeflerimiz ve Türkiye Ekonomisi' konulu toplantıya Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan katıldı. 5 yüze yakın işadamının yer aldığı toplantıda konuşan Ali Babacan, Türkiye'nin ekonomik durumuyla birlikte, iktidarın 12 yıllık döneminde gerçekleştirdiği ekonomi politikaları hakkında bilgiler verdi. AFSİAD Başkanı Hüseyin Şehitoğlu ise işadamlarının içinde bulunduğu temel sorunlardan bahsetti. Şehitoğlu, yabancı şirketlerin maden ruhsatı almasına engel olunması gerektiğini vurguladı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Şu anda dünyada nüfus çoğunluğunun Müslüman olup da huzur ve istikrar içerisinde yaşayan bir ülke kalmadı. Şu anda tek Türkiye var. Fakat bizim kendi içimizde de bu güven ve istikrar ortamını bozmaya çalışanlar var" dedi. “SİYASİ İSTİKRAR BAŞARIDAKİ TEMEL FAKTÖR” Siyasi istikrarın bütün dünya ülkeleri açısından çok önemli olduğuna vurgu yapan Babacan, "Biz hem şöyle bir kendi geçmişimize, kendi yakın tarihimize bakacak olursak hem de başkanlığını yaptığımız G-20 üyelerine bakacak olursak, hangi ülke olursa olsun siyasi istikrarın bu ülkenin başarısının altındaki temel faktör olduğunu görüyoruz. Siyasi istikrarı bozulup da ekonomisi düzgün olan bir ülke dünyada hemen hemen yok" dedi. “KENDİ BİRİKİMLERİMİZ BÜYÜMEMİZİ FİNANSE ETMEYE YETMİYOR” Ekonominin düzgün gitmesinde siyasi istikrarın önemine işaret eden Ali Babacan, bunun kıymetinin bilinmesi gerektiğini kaydetti. Türkiye'deki ekonominin cari açık sorunu olduğuna değinen Ali Babacan, "Şu anda bizim 800 milyar dolarlık ekonomi büyüklüğümüz ve 10 bin 400 dolarlık kişi başına düşen milli gelirimiz; cari açığımız olduğu halde, kendi birikimlerimiz ve kendi tasarruflarımız olduğu halde, yurt dışından gelen tasarruflarla bu noktaya geldi. Yani yurt dışındaki tasarrufları biz Türkiye'ye getirdik, finansman sağladık ve ancak bu refah seviyesine ulaştık. Çünkü bizim kendi tasarrufumuz, kendi birikimimiz maalesef kendi büyümemizi finanse etmeye yetmiyor. Cari açığı olan ve bunu dışarıdan finansmanla kapatan ve bununla bugünkü refah seviyesini yakalamış, daha da büyümek isteyen bir ülkenin tek çaresi var o da güven ve istikrar ortamını korumak. Allah korusun istikrar ortamı zarar görürse Türkiye'de güven ortamı bozulursa dışarıdan finansman öyle bir memlekete kolay kolay gelmez" diye konuştu. “ELEMAN BULMAKTA ZORLUK ÇEKİYORDUK” Türkiye'de alın teri ve bilek gücüyle ekonominin büyüdüğünü vurgulayan Ali Babacan, şöyle dedi: "Bu refah seviyesini de hak ederek kazanmışız. Başkalarını istismar ederek değil. Hatta biliyorsunuz tam 1 milyon 800 bin kardeşimiz şu anda Türkiye'de misafirimiz ve çok şükür ekonomimiz üzerinde de hiçbir olumsuz etkisini görmüyorsunuz. Geçenlerde Bursa'daydım dediler ki ‘Ya iyi ki böyle bir şey oldu, çünkü eleman bulmakta zorluk çekiyorduk.' Şimdi daha farklı çalışma modellerini nasıl oluşturabiliriz, bunu arzu ediyorlar bizden." “GÜVEN VE İSTİKRAR ORTAMINI BOZMAYA ÇALIŞANLAR VAR” Türkiye'nin istikrar ve güven ortamına ‘evet' mi diyeceği yoksa başka bir gelişmenin mi yaşanacağı kararının 7 Haziran seçimlerinde verileceğine dikkati çeken Ali Babacan, "Şunu ifade etmek istiyorum ki rehavet Allah korusun sıkıntıları beraberinde getirir, rehavet marjımız yok. Şu anda bakın dünyada nüfusunun çoğunluğunun Müslüman olup da huzur ve istikrar içerisinde yaşayan bir ülke kalmadı. Şu anda tek Türkiye var. Fakat bizim kendi içimizde de bu güven ve istikrar ortamını bozmaya çalışanlar var. Dışarıdan zaten çaba çok büyük, fakat dışarıdakilerle işbirliği yapıp bu Türkiye'nin sahip olduğu huzur ve güven ortamını bozmaya çalışanlar var. Bunun da farkında olmamız lazım. Çok dikkatli olmamız lazım. Biz ne zamanki birlik ve beraberliğimizi koruruz işte o zaman Türkiye'nin geleceği iyi olur, Türkiye'nin önümüzdeki günleri istikrarının ve ekonomisin güçlendiği bir dönem olur. Ama kendi içimizde fitne, fesat olursa, kendi içimizde ihanet olursa Allah korusun o da memleketi topyekun kötüye götür. Bunun için çok uyanık olmamız lazım" diye konuştu. “HİÇ KİMSE KİMSEYİ KANDIRMASIN” Siyasi partilerin asgari ücret ve emekli maaşlarına yönelik vaatlerine de değinen Ali Babacan, şöyle devam etti: "Asgari ücret olsun, emekli maaşları olsun herkes ‘benden de 5 fazlası' diyor. Seçime giderken konuşmak gayet kolay. Ama sorumluluğu sırtında, omuzlarında hisseden biziz. Önemli olan paranın satın alma gücü. Bakın. Net asgari ücretli vatandaşımız 2002 sonunda bir aylık asgari ücretiyle ne satın alabiliyordu, ne satın alamıyordu ölçü bu. Yoksa ne olacak asgari ücretin sonuna bir sıfır eklersiniz, ama fiyatların sonuna da iki sıfır eklerseniz hiçbir anlamı kalmaz. Emeklimize de ‘biz size şunu yapacağız, bunu yapacağız' deniyor. Ama kaynak söylemiyorlar. Çünkü aynı partiler daha önce bunu yapmış. Yani dönün bir MHP'nin, CHP'nin iktidar olduğu dönemlerde o günlerin enflasyonuna bir bakın, şunu biz yaşamadık mı? Herkes maaşını alıp ilk gün hemen döviz bürosuna gidip dolara, marka çevirmiyor muydu, sonra gün gün bozdurup harcamıyor muydu? Çünkü ayın başındaki ve sonundaki paranın değeri daha tutmuyordu. Onun için hiç kimse kimseyi kandırmasın, gerçekleri muhakkak konuşmak lazım." “AFYONKARAHİSAR HER DÖNEM GELİŞİYOR” Vali Hakan Yusuf Güner yaptığı konuşmada, Afyonkarahisar’ın vizyonu ile ilgili çalışmalar yaptıklarından bahsetti. Afyonkarahisar’ın her dönemde gelişme trendini en iyi şekilde devam ettiren bir il olduğunu belirten Vali Hakan Yusuf Güner, “İlimizde son on iki yıllık dönem içerisinde devletimizin ve hükümetimizin sağladığı kaynaklarla 11 Milyar TL’lik yatırım yapılmıştır. Bunlar barajlardan, hava alanından, bölünmüş yollardan, devlet hastanesinden olmak üzere saymakla bitmeyecek makro yatırımlar içermektedir. Aynı zamanda ilimizde 2015 yılı içerisinde 916 adet yatırımlarla yaklaşık 4 Milyar TL’lik proje bedelli yatırım programlarıyla devletimizin ve hükümetimizin belirlemiş olduğu çerçevede tarafımızca takip edilmekte ve koordine edilmektedir. İlimiz 2014 yılında ihracat ve ihracat toplamı yani dış ticaret hacmi 492 Milyon Dolar’a ulaşmış ve son 12 yılda 6 kat artış göstermiştir. İlimizin yalnızca ihracatı 436 Milyon Dolar olup 125 ülkeye maden ve hayvancılık ürünleri ağırlıklı çeşitli sektörlerdeki ihracatlarla ilimiz dış ticaret fazlası vermiştir” dedi. ŞEHİTOĞLU: 2015 EKONOMİK OLARAK SÜRPRİZLERE AÇIK AFSİAD Başkanı Hüseyin Şehitoğlu, yaptığı açılış ve karşılama konuşmasında işadamlarının yaşadığı sorunları dile getirdi. Özellikle madencilik konusunda Çinli başta olmak üzere yabancı firmaların ruhsat almaları konusunda yasal düzenleme ve önlemler alınması gerektiğinin altını çizdi. Yargı’da yaşanan çok başlılığın ve uygulama sorunlarının aşılması gerektiğini belirten Şehitoğlu, hukukun herkes için aynı işlemesini istedi. Şehitoğlu konuşmasında şunlara değindi: “Dünyada ve ülkemizde ekonomik açıdan 2015 yılının sürprizlere açık bir yıl olduğunu düşünüyoruz. Türkiye'nin jeopolitik konumu gereği dünyanın neredeyse tüm sorunlarının etrafımızda cereyan ettiğinin farkındayız. Son dönemde ülkemizin üzerinde oynanan oyunların daha çok gün yüzüne çıktığını üzülerek görüyoruz ve izliyoruz. Bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da güven ve istikrar ve sosyal barış olmadan ekonominin büyümesi mümkün görünmüyor, onun için biz sanayici ve işadamları güvenin ve istikrarın bu güne kadar olduğu gibi bundan sonraki dönemlerde de artarak devam etmesini arzu ediyoruz. Sağlam bir ekonominin temelleri ancak bağımsız ve güvenilir hukuk sistemi ile atılabileceğinin düşüncesindeyiz. Son zamanlarda neredeyse her hafta yeni bir hukuk sorunu duyuyoruz. Türkiye'nin acilen bağımsız ve güvenilir bir hukuk sistemini oluşturması gerekiyor. YEŞİL PASAPORT İSTİYORUZ Dünyanın 76 ülkesi ile aramızda sizlerin sayesinde vize serbestlik anlaşması var bu sayı eminiz daha da artacaktır. Bizlere ticarette hızlı hareket etmede çok büyük bir ivme kazandıran bu çalışmalarınızdan dolayı mutluyuz. Bilhassa son dönemde, gelişmiş ülkeler ve gelişmekte olan ülkeler, ekonomide gün geçtikçe daha çok yıldızı parlayan Türkiye’ye kıskançlıkları had safhaya ulaştı. Bu durum biz işadamlarını vize konusunda olumsuz etkilemektedir. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, Türk işadamımız akşam karar verip sabah dünyanın bir ucuna gidebilecek özgüvene sahiptir. Yurt dışı vize işlemleri için çoğu zaman bıktırılıyoruz. Artık ihracatçıya sözünü verdiğiniz yeşil pasaportu istiyoruz. İş Güvenliği yasalarında işçi ve işverenin eşit şartlarda değerlendirilmesini bekliyoruz. Çek kanununda ve Ticaret Kanunu'nda düzenlemeler bekliyoruz. Arım ve hayvancılıkta KDV'nin yüzde 1'e çekilmesini istiyoruz. Teknik ara eleman yetiştirilmesinin teşvik edilmesini, ilimizin kültürel değerlerinin UNESCO'nun kültür mirası listesine alınmasını talep ediyoruz” RUHSAT İŞLEMLERİ HIZLI SONUÇLANDIRILSIN Madencilik Bakanlığı ve taşra teşkilatı acilen kurulmalıdır. Maden ruhsatları ile toprak sanayii saha ruhsatları hızlı bir şekilde sonuçlandırılmalı, her türlü talepler en geç 2 ay içerisinde neticelendirilmelidir. Birden fazla ortaklı maden ruhsatlarında 40 hektara kadar bölünmelere imkan sağlanmalı, fazla artırılmış olan maden çevre ve orman bedelleri azaltılmalıdır. İlgili bakanlıklar kısa süre önce bir takım bedellerde indirimler yapmış olsa da yeterli değildir. Ayrıca, başta Çinli firmalar olmak üzere yabancıların maden ocağı alması ve işletmesine bir dizi önlemler getirilmelidir. SOSYAL YARDIMLAR İŞÇİ BULMAMIZI ÖNLÜYOR İşçi bulmakta zorluk çekiyoruz, hatta bulamıyoruz. Devletimiz tarafından organize edilecek bir sistem ile sosyal yardımların tek elden koordine edilmesi sağlanmalıdır. Bu sorunların önümüzdeki dönemde güçlü bir siyasi irade tarafından çözüme kavuşturulacağına güvencimiz tamdır. Çünkü artık yeni Türkiye de yolda yürüyen araca takoz koyma mantığının Allah'ın yardımı ve izni ile biteceğine inanıyoruz.” (Kocatepe Haber Merkezi)